24 Nisan 2010 Cumartesi

Diyetteyizz...

An itibariyle diyette 6. günüme girmiş bulunmaktayım.Gayet güzel gidiyo diyet,ufak kaçamaklar dışında :) Fakat benim anlatmak istediğim diyetten çok diyete giren insanın etrafındaki insanlar ve tepkileri...
Bu diyet sanırım benim 20-30 tane diyet yapıp 2 güne bozmamdan aldığım derslerle ve bi şekilde kendimi daha iyi gaza getirmemle ilk yalan olmayacak diyetim diyebilirim.Arkadaşlarım da önceki diyetlerimi bildikleri için doğal olarak pek de inanmıyolar...İnanmamaları benim için pek sorun değil,ben diyetim bitip te zayıfladığım zaman onlara güzel bi nah çekerim,ayrı; ama diyet yapan insana yapılan eziyet daha değişik bi şey...Mesela ben almışım domatesimi kesmişim, kibrit kutusu kadar peynirimle, 3 tane zeytinimle, şekersiz çayımla mutlu mutlu kahvaltı ediyorum mesela, ama bi parazit gelip "Bugün de şunu mu yapsak bunu mu yesek" diye nispet yapıyo...Ulan, ben zaten zor bi süreçteyim ki senin dediklerin bana vız bu motivasyonla ama sen niye böyle bişey yepıyosun ki !? Benim diyetimin sana ne zararı var !? Git sen yap kahvaltını, bu zamana kadar benim gözüme sokmadın sonuçta o kahvaltıyı, şimdi niye sokuyosun !?
Yani anlayacağın, kötü karakterler var...Diyetimin gelişmelerini umarım yazabilirim..Görüşürüz...

8 Mart 2010 Pazartesi

8 Mart 2010 Eskişehir Galatasaray Maçı..

bu kadar sorumsuz ve isteksizce sahaya çıkan bir galatasaray
takımını ilk kez gördüğümüz maçtır. sahada bulunan 14
galatasaraylı oyuncunun hepsi birden formsuz olacak değil ya,
zorları, dertleri , sıkıntıları nedir anlamak çok zor.

sen zaten kaliteli ayaklara sahipsin. bir kaç kilometre koşup,
bir kaç pas yapsan kazanıp geleceksin zaten.
nedir zorunuza giden? nedir oynamanıza engel olan?

millet üç kuruş para için ayın 26 günü koşturup dururken ve
neredeyse hiç bir zaman hiç kimse "zaman zaman formsuz
olabilirsin, sorun değil" demiyorken; galatasaray takımının
oyuncularını haftanın bir günü 1 saat 30 dakikayı kapsayan
bir süreçte asli mesleklerini icra etmekten alıkoyan ne olabilir?

haftada 1 saat 30 dakika bekleniyor sizden... onun hakkını
verebilmek için de hafta arası adam gibi idman vermeniz.
derdiniz ne be brader ! adam elle atsın ne var ? senin
ayaklarının tanesi 1 milyon avro ediyor. o adamın bütün
varlığı etmez 1 milyon. sen de git iki tane at o zaman. ağlak
taraftarlık karşı yakanın işi. kimse girişmesin hüzün moduna.
adamlar elle attılarsa, sen de kalkıp ayak ile, kafa ile;
olmadı,
tırnak ile, diş ile;
umut ile , sevda ile cevap vereceksin arkadaş ! galatasaray
forması sana bunun için verilmiş. 10 kişi kalıp 3 gol yemiş
takımın üzerine ben de giderim bizim çocuklarla.... 

(ugrkdm)

27 Şubat 2010 Cumartesi

David Guetta - One Love

Öncelikle meraba...Burda çok az şeyi öneri olarak paylaştım...Daha çok çooo..k beğendiğim şeyleri paylaşmak istiyorum...Bu albüm de bunlardan birisi...Yazın başından beri bi şarkısına sarıyorum,etkisi geçince bi başkası eskisinin yerini aratmıyo,böyle ne bileyim,çok müthiş bi albüm...Heralde David Guetta daha iyisini yapana kadar en iyisi bu desem yalan olmaz..:) Umarım dinleyenlerin hoşuna gider de sövmezsiniz bana..:) Hadi görüşürüz......



01. When Love Takes Over Featuring Kelly Rowland
02. Gettin' Over Featuring Chris Willis
03. Sexy Bitch Featuring Akon
04. Memories Featuring Kid Cudi
05. On The Dancefloor Featuring Will.I.Am & Apl de Ap
06. It's The Way You Love Me Featuring Kelly Rowland
07. Missing You Featuring Novel
08. Choose Featuring Ne-Yo & Kelly Rowland
09. How Soon Is Now
10. I Gotta Feeling FMIF Remix
11. One Love Featuring Estelle
12. I Wanna Go Crazy Featuring Will.I.Am
13. Sound Of Letting Go Featuring Chris Willis
14. Toyfriend Featuring Wynter Gordon
15. If We Ever Featuring Makeba

14 Şubat 2010 Pazar

14 Şubat

Sabah uyandığımda hala uyuyordu,hissettirmeden yataktan ayrıldım ve hemen banyoya yöneldim.Yüzümü yıkayıp kendime geldikten sonra mutfağa gidip ona kahvaltı hazırlamaya başladım.Kaşarlı omleti çok severdi ve ona hazırladığım yatağa servis kahvaltıda başrolü o alacaktı.Güzelce herşeyi hazırlayıp çayı demledikten sonra tepsinin yanlarına güller koyarak yatak odasına götürdüm.Ve onu öpücüklere boğarak uyandırdım.Uzun bir öpüşmeden sonra birbirimize sevgi dolu bakışlar attık.Birbirimizi çok seviyorduk ve bu gün bizim günümüzdü....



demek isterdim ama üstte yazanların bugün yaşadıklarımla uzaktan yakından alakası yok...14 şubatları zaten hiç sevmedim,bu gidişle sevemicem de...Çünkü sevgilisi olanların en çok kasıldıkları ve sap olanların da "gereksiz abi şu 14 şubat" diyip ama için için yandıkları, kalplerin,çikolataların,güllerin fazlaca feda edildiği bir gün....

Peki ben 14 Şubat'a girdiğimizden beri ne yaptım?

Arkadaşlarımın evinde bi kaç arkadaşla batak oynadık...Ortamdaki herkes saptı(sap kelimesi nedense bana sadece 14 şubatta ortaya çıkan bi kavram gibi geliyür)...Facebook'ta arkadaşlarımın ne gibi triplere girebildiğine baktım...Aniden evlenenler oldu,bazıları da durumunu kabul edip üzerinden geyik yaptı...Bizim kız arkadaşlar da içerde kız kıza muhabbet ettiler...Gerçi bunun pek günün anlam ve önemiyle olduğunu sanmıyorum...Sonrasında NBA All-Star yetenek yarışmalarını izlemek için bekledik....Arada dalıp horlamaya başladığım için arkadaşlarımdan tepki de aldım kimi zaman....Ve yetenek yarışmasının galibinin Steve Nash olmasına üzüldüm,bence Deron Williams hak etmişti... Üçlük yarışmasını çok sevdiğim Paul Pierce kazandı(itiraf ediyorum üçlük yarışması kısmında uyudum ama sonuna yetiştim)....Smaç yarışması bence geçenki senelere göre sönük geçti ama DeMar DeRozan adlı bi velet fena şeyler yaptı ama yine Nate Robinson kazandı...Sonra daha fazla dayanamayıp yattık....Uyandığımızda saat 1 filandı...Birisinin gidip kahvaltı için simit,ekmek filan alması lazımdı ve etrafı pek bilmediğimden bu kişi olmadığıma çok sevindim...Arkadaş kahvaltı için eksik olan şeyleri alıp gelince güzel bir kahvaltı çektik ve vedalaşıp arkadaşlarımızdan ayrıldık.... Metrobüstür,tramvaydır derken ablama geldim ve balık ayıkladım....Ellerimi yıkadıktan sonra geldim ve bu yazıyı yazıyorum...Aynı anda karşımdaki televizyonda Umutsuz Ev Kadınları'nın bir bölümü var ve ona bakıyorum....Bugün 14 Şubat 2010 ve sanırım ben biraz fazla umutsuzum....

17 Ocak 2010 Pazar

The Finals

Öncelikle melebaa...Başlıktan da anlaşılacağı gibi final haftasına girmiş bulunmaktayız...Saat an itibariyle 03:53...Ve ben yarınki sınavıma gömülmüş olmam gerekirken burda bu satırları pıtırdatıyorum...
Valla amacımı ben de pek anlayabilmiş değilim,zaten millete de "çalışamıyorum abi ya final haftası...bünye alışık değil bi günden önce çalışmaya eki eki" gibi buram buram ergen tribi kokan beyanatlarda da bulundum...Cidden bunları neden yapıyorum bilmiyorum ama ne bileyim koy götüne rahvan gütsün diyerek de kendi kendimi çok germek de istemedim şuan açıkçası...:)
Öncelikle,yarın gıda kimyası finalim var...Vize notum ortalamanın 5-6 puan altında,dolayısı ile güzel bi not alıp bb gibi bi not getirme gibi bi amacım var...Açıkça söyliyim,proteinleri yalayıp yuttum,mineraller hemen hemen bitmiş durumda,yağlara henüz başlamadım ama vizeden kalan bi altyapım var güvendiğim,çok vaktimi almaz diye düşünmekteyim...Zaten facebookta da "Gireceğin ilk sınavından kaç alacaksın?" adlı uygulama bana cömert davrandı ve "88" verdi...Umarım Allah(c.c) bi güzellik yapar da şu final haftasını kazasız belasız atlatırım....Hemen kendisiyle iletişime geçmeyi planlıyorum aslında,galiba şuan online twitter'da..."Hassktr lan ordan" dediğinizi duyar gibiyim ama inanmayana ahan da adresi...Bana da bi daha öyle şeyler söylemeyin gördüğünüz gibi yukardan torpilim var,inerim tepenize yeminlen...Hadi ben biraz yağlara bakayım,size de finallerinizde başarılar...Umarım benim yoluma çıkacak olanlarınız benden düşük alır,hepinizi geçer en birinci ben olurum..Hadi öptüm bays...:)

9 Ocak 2010 Cumartesi

Black

Dünden beridir facebookta azımsanmayacak kadar insanın iletisinde yazan kelime:black!Ulan,durup dururken kıllandırdılar beni,bişiy oldu da haberim mi yok diye...Sonra yazan bazı arkadaşlarımızın iletisine işedim nedir ne değildir neler oluür burda diye ama pek cevap gelmedi...Sallanmadığımı pek düşünmüyodum ki bi arkadaşın iletisindekileri görünce bu kanımın doğru olduğunu anladım....Benim gibi meraklı bi arkadaş ta sormuş o arkadaşa,o bağyan arkadaşımız da "söylemem..sır.." gibisinden laflarla geçiştirmiş...Bunu görünce tabi ben durur muyum!? Durmam! İlk olarak saçma bi eylem olsa da "8 ocak 2010 black" diye arattım google'dan...Yemedi tabi saçma sapan şeyler çıktı...Dedim bu kesin ekşi'de bi şekilde vardır,balıklama daldım ekşiye....Black arattım çıkmadı,siyah arattım çıkmadı...Ulan,nooluyoruz derkene sol frame'deki başlık imdadıma yetişti...:"Facebook mesajında sütyen rengi teşhis etmek"...O anki yaşadığım huzuru,iç ısınmasını yeminlen anlatamam....En soğuk günlerde titreye titreye işedikten sonra o mükemmel ürpertiden bile daha bi güzel oldum :) Sakın yanlış anlaşılmasın,sadece ne olduğunu öğrendiğim için :)
Normalde bunun bi amacı filan olması gerekiyomuş,meme kanserine dikkat çekmek için bağyanlar iletisine giydikleri sütyenin rengini yazıyolarmış falan...Ama geçiniz o işi bağyanlar...Öyle bi dünya yok...Hemen teşhir olayına dönüşmüş bu olay,ilgi çekmek için boku çıkartılmış...Burdan da bağyan arkadaşlarımı kınıyorum böyle kutsal bi görevi (!) ciddiyetle yerine getirmedikleri için....
Bi de aynı bağyan arkadaşlara bizi bazı konularda aydınlattıkları için de teşekkürü borç bilirim kendi adıma,heralde artık kendilerini gördüğümde aklıma direk bu olay gelicek ama olsun...Gözlerimi kapatırım ben :)

22 Aralık 2009 Salı

Facebook İnsanı

Melebaa...Geçen düşünüyorum,bu facebook muhabbeti hayatımızın bayaa bi içinde artık...Da benim düşündüğüm asıl şey o değil...Gayet açıktır ki bizler internet çocuklarıyız,internetle büyüdük,halaa da internetle yaşıyoruz...Bu facebook yokken biz ne bok yiyoduk diye bi düşündüm...Kendimi ele aldım...Facebook tam da benim ergenlikten kopma zamanlarıma denk gelmiş...Yani bana forumlarda filan takılmanın bana toplumda ayrı bi statü kazandırdığını düşündüğüm yılların sonuna denk gelmiş ki çok uygun bi geçiş olmuş,yani tam sıkılmışım,yeni bişiler arıyacakmıışım,facebook çıkmış....Belki diyebiliriz yonja vardı,evet,benim de hesabım vardı...facebook çıkınca kapattım ama yonja hala var ve geçen bi arkadaş girerken baktım,bayaa da geliştirmişler ve üye sayısı katlanmış....Neyse,derdimiz bu değil....Hadi bana tam denk gelmiş ya da bana öyle geliyo da benim akranlarım ve benden 10 yaş büyükler için çok merak ediyorum ne yapıyolarmış internette...Gerçi şöyle bi durum da söz konusu olabilir,çoğu insanın evinde bilgisayar internet filan yokken gayet 40-50 yaşındaki amcalar evlerine bilgisayar internet aldılar,o da ayrı bi muhabbet....Sonuç olarak,facebook an itibariyle kapansa,hayat aktiviteleri duracak,ne yapacağını bilemeyecek tonla insan var dünyada,çevremizde...Açıkçası ben de ilk facebook hesabımı açıyorum,onunla vakit geçiriyorum...Ama bu durum fazlasıyla hayatımızın içinde bişey oldu ama o bişey nedir açıklayamıyorum da...Bu bana dert te değil,yanlış anlaşılmasın ama ne bileyim bu durumu şu ana kadar bayaa bi düşünmeyen vardır gibime geliyo...İlginç lan...